Atatürk’ün Kurduğu CHP’nin Niyeti (Kuruluş Amacı)
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)9 Eylül 1923’te Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Halk Fırkası” adıyla kuruldu.
Temel niyeti:Osmanlı’dan kalan monarşik düzeni cumhuriyetle değiştirmek,
Halk egemenliğini, laik ve çağdaş bir devlet yapısını kurmak,
Eğitim, ekonomi, hukuk ve toplumsal yaşamda modernleşmeyi sağlamak.
Ulusal bağımsızlığı koruyarak muasır medeniyet seviyesine ulaşmak.
Yani CHP, devleti kuran, devrimleri yapan ve yeni Türkiye’yi inşa eden partiydi.
70 Yıl Önceki CHP (1950’ler – Demokrat Parti Dönemi)
1946’da çok partili hayata geçilince CHP iktidarı bıraktı.
1950 seçimlerinde Demokrat Parti (DP) büyük farkla kazandı
CHP muhalefete geçti.O dönemdeki eleştiriler:
Halkın bir kısmı CHP’yi devlet partisi olarak görüyordu.
Halktan uzaklaştı, elit kesimin partisi oldu” eleştirileri arttı.
Ancak CHP, bu dönemde demokrasiyi koruma yönünde hukuki
ve anayasal denge unsuru olarak varlığını sürdürdü.
1960–1980 Aras“Ortanın Solu” Dönem
1960’lardan itibaren İsmet İnönü ve özellikle
Bülent Ecevit ile birlikte CHP, “Ortanın Solu” anlayışını benimsedi.:
Emekçiye, köylüye, işçiye yakınlaşmak,
Sosyal adalet, özgürlük ve üretim reformlarını savunmak.
1960’lardan sonra, İsmet İnönü ve özellikle Bülent Ecevit’in önderliğinde CHP yeni bir anlayış benimsedi: “Ortanın Solu.”
Bu anlayışın amacı şuydu:
Emekçiye, işçiye, köylüye sahip çıkmak,
Sosyal adaleti sağlamak, yani gelir farkını azaltmak,
Özgürlükleri koruyup, halkın yönetime daha fazla katılmasını sağlamak,
Üretimi artırarak, herkesin geçinebileceği bir düzen kurmak.
O dönem halk, karneyle gıda almak, yağ, şeker, benzin bulamamak gibi büyük sıkıntılarla karşı karşıyaydı.
Bunun nedeni sadece o günkü hükümetlerin değil;
Dışa bağımlı ekonomi, plansız sanayileşme, nüfus artışı ve gelir adaletsizliğiydi.
Ecevit, bu sorunlara çözüm olarak:
“Toprak işleyenin, su kullananın” diyerek halkın emeğini savundu.
CHP, böylece halkın partisi olma yönünde büyük bir adım attı.
CHP halk içinde yeniden güç kazandı,
1970’lerde “Toprak işleyenin, su kullananın” gibi halkçı sloganlar öne çıktı,
1974’te Ecevit hükümeti Kıbrıs Barış Harekâtı’nı yaptı — CHP’nin millî duruşu güçlendi.
1970’lerin sonu ekonomik kriz, sağ-sol çatışmaları, terör ve istikrarsızlıkla geçti.
1980 Darbesi ve Sonrası
1980 darbesiyle CHP dahil tüm partiler kapatıldı.
1980–1990 arasında CHP’nin devamı sayılabilecek partiler kuruldu:
SODEP, Halkçı Parti, SHP (Sosyaldemokrat Halkçı Parti).
1992’de CHP adıyla yeniden kuruldu.
24 Yıl Öncesinden (2000’ler) Günümüze
2000–2010 Arası:
Deniz Baykal dönemi: Kemalizm ve laiklik vurgusu ön plandaydı.
Ancak parti gençlere ve halka uzak kalmakla eleştirildi.
AKP iktidarı güçlenirken, CHP “muhalefet ama çözüm sunamayan parti” olarak görüldü.
Emekçiye, köylüye, işçiye yakınlaşmak,
Sosyal adalet, özgürlük ve üretim reformlarını savunmak.
“Helalleşme”, “ittifak siyaseti”, “adalet yürüyüşü” gibi açılımlar yaptı.
Ancak bazı tabanlar, Atatürk çizgisinden uzaklaştığını düşündü.
2023 seçiminde geniş ittifaka rağmen Cumhurbaşkanlığı kazanılamadı.
Parti gençleşmeye, iç yenilenmeye yöneldi.
Halkla temas, örgütlerin yeniden güçlendirilmesi hedefleniyor.
Fakat hâlâ kimlik tartışmaları (“Atatürkçü mü, sosyal demokrat mı, halk partisi mi?”) devam ediyor.
Bugün CHP İlerledi mi, Geriledi mi?
Atatürk’ün kurduğu CHP, devlet kuran bir partiydi bugün ise devleti yönetmeye talip bir muhalefet partisi.
Devrimci kökleri hâlâ duruyor ama halkın gözünde etkisi dönem dönem azalıp artıyor.
Doğrularıyla yanlışlarıyla CHP, Türkiye demokrasisinin en köklü ve en tartışmalı yapı taşı olmaya devam ediyor.
CHP Nereye Gidiyor?Doğrular, Yanlışlar ve Kurtuluşun Yolu
Bir Cumhuriyet sevdalısı Bekir Büyük uyarısıdır Kuruluş Ruhunu Unutan Parti Olmaz
CHP, Sadece Tepki Partisi Değildir
“AKP yanlış yaptı” demek siyaset değildir.
Siyaset çözüm üretmek, umut vermektir.
CHP artık “neye karşı” değil, “ne için” olduğunu net söylemeli.İnançla Kavga Değil, İnançla Barış
CHP yıllarca “din düşmanı” damgası yedi,
çünkü birileri dini siyasete alet ederken CHP susmayı tercih etti.
Artık inançlı kesimle kavga değil, doğru anlatım ve samimi diyalog zamanı.
Atatürk’ün laikliği inanca saygısızlık değil, her inanca eşitlik demekti. Bu unutulmamalı.
Emeğin Partisi Olmak, Sadece Sloganla Olmaz
İşçi, emekli, köylü, esnaf “CHP bizi duymuyor” diyorsa, orada sorun var.
Halkın mutfağı yangın yeri, CHP’nin gündemi koltuk.
Bu tabloyu değiştirmeden iktidar hayaldir.
Değişim Adıyla Makam Kavgaları Bitmeli
Gerçek değişim, isim değişikliğiyle değil, anlayış değişikliğiyle olur.
Her seçim sonrası koltuk savaşları başlıyor — bu görüntü tabanı kırıyor.
Değişim, halkın derdine inen siyasetle olur;
medya ekranında kavga eden vekillerle değil.
Yerelde Başarı, Genelde Cesaret İster
İstanbul, Ankara, Eskişehir örnekleri gösterdi ki; halk hizmeti görünce CHP’ye oy verir.
Ancak yereldeki başarı genel merkeze yansımıyor.
Çünkü genel merkez halkın sesini değil, parti içi sesleri dinliyor.
Gençliğe Sahip Çık, Geleceği Kurtar
CHP’nin genç kitleyle iletişimi zayıf.
Gençler vizyon istiyor, nutuk değil.
Parti, gençleri “çay getir götür” görevlisi değil, karar verici yapmalı.
Atatürk’ü Sözle Değil, Eylemle Anmak
Her 10 Kasım’da aynı konuşmalar, aynı fotoğraflar.
Oysa Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” gençliği nerede?
CHP, Atatürk’ü kullanarak değil, Atatürk gibi davranarak yeniden saygı kazanır. Kurtuluşun Yolu: Halkla Yeniden Barışmak
CHP ya halkın partisi olur ya tabela partisi olur.
Halkı küçümseyen değil, halkla beraber yürüyen kadrolar gerek.
Partiyi yeniden Cumhuriyet’in vicdanı yapmak mümkün —
yeter ki menfaat değil, millet öne geçsin.
Atatürk’ün partisi, bugünün halkından kopuk olamaz.
CHP, kendi içindeki yanlışlardan dönmeden Türkiye’yi düzeltemez.
Bu bir eleştiri değil, bir çağrıdır:
“CHP, CHP ol!”
Halk seni hâlâ bekliyor…
---------------------------------------------------------------------------------------
CHP’DE YAŞANANLARDAN DERS ALMAK
“Yanlışları Görmeden Doğru Yol Bulunmaz”
Seçimden Seçime Halkı Hatırlamak
Her seçim öncesi sokaklara inen, seçim bitince ortadan kaybolan yöneticiler…
Halk bunu görüyor, unutmuyor.
CHP’nin sahaya inmesi yalnız seçim zamanı değil, her zaman olmalıydı
Halk, kendisini hatırlayanı değil, yanında duranını sever.”
Halkın Diline Değil, Kendi Diline Takılanlar
Bazı yöneticiler hâlâ halkın konuştuğu gibi konuşamıyor.
Oysa Anadolu’nun dili samimiyettir.
CHP, halkın diliyle konuşmadıkça, halk da sandıkta CHP’ye konuşmaz.
Parti İçi Çekişmeler, Halkın Umudunu Söndürd
Seçimden sonra kavga, görev paylaşımı, liste tartışmaları…
CHP içi kavgalar, iktidar mücadelesi verenleri değil, seyirci halkı bıktırıyor.
Kitleler “önce kendinizi yönetin, sonra ülkeyi” demeye başladı.
Gerçek değişim, koltuk kavgalarıyla değil, vicdan devrimiyle olur.
Sokakta Olmayan Parti, Sandıkta Kaybeder
Ekonomik kriz, işsizlik, adaletsizlik… Halk perişan.
Ama CHP çoğu zaman sokakta değil, stüdyoda.
Ekranlarda konuşmak kolay; ama pazarda, kahvede, tarlada olmak gerçek siyaset
Halkın ayağına basmadan halkın kalbine basılmaz.
CHP’nin Belediyeleri Halkın Umudu Oldu — Ama Yetme
İstanbul, Ankara, Eskişehir, Mersin, Aydın gibi belediyeler halkın yüzünü güldürdü.
Fakat bu başarıyı ülke geneline taşıyacak siyasi cesaret gösterilmedi
Belediye başkanları halkın güvenini kazandı, ama parti merkezinde aynı ruh yok.
Atatürkçüyüm” Diyen, Atatürk Gibi Cesur Olmalı
Bazı CHP’liler Atatürk’ü sadece 10 Kasım’da hatırlıyor.
Atatürk, şartlar zor diye geri adım atmadı; bugün CHP ise çoğu konuda sessiz kalmayı tercih ediyor.
Cesaret, Atatürk’ün mirasıdır — korkak siyaset, Cumhuriyet’e ihanet olur.
CHP Tabanı Sabırlı Ama Kırgın
Halk CHP’ye öfke değil, kırgınlık besliyor.
Çünkü partinin içinde çıkarcılık, gruplaşma ve “bizden olan–olmayan” anlayışı hâlâ var.
Oysa CHP’nin özü birliktir, ayrım değil.
Değerli İnsanlar Kenarda, Koltuk Sevdalıları Önde
Emek veren, çalışkan partililer yıllarca köşeye itildi.
Buna karşılık konuşarak değil, fotoğraf vererek siyaset yapanlar öne çıkarıldı.
CHP’de liyakat geri dönmezse, halkın güveni de geri dönmez.
CHP’nin En Büyük Rakibi AKP Değil, CHP’nin Kendi Tembelliği
20 yıldır iktidar değişmiyorsa, sebebi yalnız iktidar değil, muhalefetin yetersizliğidir.
Halk çözüm isterken, CHP hâlâ “biz haklıyız” diyerek kendini kandırıyor.
Haklı olmak yetmez; halkın derdine dokunmayan haklı, sandıkta haksız çıkar.
CHP Yeniden Halkın Umudu Olabilir — Ama Cesaretle
CHP’nin önünde hâlâ fırsat var.
Yeter ki geçmişin hatalarından utanmasın, ders alsın.
Halk samimiyet ister, kibir değil.
CHP halkla yeniden barışırsa, Türkiye yeniden umutlanır.
CHP’nin sorunu düşmanı değil, aynasıdır.
Aynaya bakmayan, yolunu göremez.
Atatürk’ün emaneti partiyi, kişisel hırslarla değil, ulusal bilinçle yeniden ayağa kaldırmak zorundayız
CHP NASIL TOPARLANIR?
Gerçeği Gören, Gerçeği Değiştirir”
Parti Kendi İçinde Demokrasi Kurmadan Ülkede Kuramaz
Değişim delegeden, gençlikten, üyeden başlamalı.
İlçe başkanları, halktan gelen isimlerden seçilmeli, genel merkezden atanmış memurlar gibi davranmamalı.
CHP, “parti içi demokrasi”de örnek olursa, ülke demokrasisine de inandırıcılık kazandırır.
Kendi içinde özgür olmayan, halkı özgürleştiremez.
Atatürk’ü Yeniden Anlamak, Ezberden Kurtulmak
Atatürk’ü sadece fotoğraflarda değil, siyasetin merkezinde yeniden yaşatmak gerek.
Onun cesareti, bilime inancı, halkla bağı bugünün yol haritası olmalı.
Atatürk “değişimden korkmayan” bir liderdi — CHP de korkmadan yenilenmeli.
Gerçek Atatürkçülük, ezberi değil eylemi savunmaktır.
CHP, “Tepki Partisi” Değil “Üretim Partisi” Olmalı
Herkesi eleştirmek kolay; ama çözüm üretmek zor.
Tarımdan sanayiye, enerjiden eğitime kadar her alanda net projeler sunulmalı.
Halk artık “neye karşısın?” değil, “ne yapacaksın?” diye soruyor.
Her eleştirinin yanında, bir çözüm cümlesi olmalı.
Halkın Sofrasına Oturmayan, Onun Oyunu Alamaz
CHP’li yönetici; kahveye, pazara, köye, fabrikaya gitmeli.
Vatandaşla aynı sofrada oturmayan siyasetçi, vatandaşın oyu değil, tepkisini alır.
Siyaset masa başında değil, milletin yanında yapılır.
Halk, kendisini dinleyeni değil, hiss edeni sever.
Gençleri ve Kadınları Gerçekten Göreve Getir
Gençleri sadece “afiş asan”, kadınları “süs” gibi gösteren siyaset bitti.
CHP gençlere sorumluluk, kadınlara güç vermeli.
Yeni fikirleri duymaktan korkan parti, eskide kalır.
Gelecek gençlerin omzunda yükselecek, yaşlı zihinlerin duvarında değil.
CHP, Yalnız Şehirlerin Değil, Anadolu’nun da Partisi Olmalı
Anadolu yıllardır kendini dışlanmış hissediyor.
Köylünün, esnafın, işçinin gönlüne girmeden ülke kazanılamaz.
CHP yeniden köyde, ilçede, kırsalda sıcağıyla görünmeli
Anadolu’ya gitmeyen yol, iktidara çıkmaz.
İnançla Kavga Etme, İnancı İstismar Etme
CHP artık “laiklik = din karşıtlığı” algısını yıkmalı.
İnançlı yurttaşlar düşman değil, bu ülkenin vicdanıdır.
CHP, laikliği kavga değil, adalet ölçüsü olarak anlatmalı.
İnançla barışan siyaset, vicdanla buluşur.
Ekranda Değil, Emekle Görün
CHP medyada çok ama sahada az.
Ekran siyasetinden çıkıp emek siyasetine dönmek gerek.
Partililer “görünmek” değil, “iş yapmak” için sahaya inmeli.
Halk, fotoğraf değil, fayda görmek ister.
Adalet Yürüyüşü Başladı Ama Bitmedi
Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı adalet yürüyüşü bir semboldü,
ama adalet hâlâ sokakta aranıyor.
CHP bu yürüyüşü ekonomik adalet, fırsat adaleti, liyakat adaletiyle sürdürmeli.
Adalet bir kere yürünmez; her gün savunulur. CHP Halkla Değil, Halk İçinde Olmalı
CHP hâlâ halkın yanında değil, çoğu zaman “üzerinde” duruyor.
Halkın acısını, öfkesini, sevincini paylaşmayan parti, “halk partisi” olamaz.
CHP yeniden halkın gözüne bakmayı öğrenmeli.
Halk seni affeder ama kendini büyük göreni asla sevmez.
CHP kendini değiştirirse, Türkiye değişir.
Bu topraklar, samimiyeti ödüllendirir, kibri cezalandırır.
Cumhuriyet’in kurucu partisi yeniden halkın kalbine dönerse,
iktidar zaten kapıyı çalar.
HALKIN CHP’DEN BEKLENTİSİ
“Söz Değil, Samimiyet İstiyoruz
Halk Artık Söz Değil, Çözüm İstiyor
Halk geçim derdinde, ev kirasını, marketi, faturayı düşünüyor.
Ama ekranlarda hâlâ kavga, slogan, vaat…
Halk artık “konuşan” değil, “çalışan” siyaset istiyor.
Millet, samimiyet kokan sözü anlar; süslü nutuktan sıkıldı.
CHP Halkın Evine Girsin, Gönlüne De
Vatandaş CHP’yi televizyonda görüyor, ama mahallesinde göremiyor.
Partinin yüzü, halka televizyon değil, sokak olmalı.
Halk, kendisini dinleyen siyasetçiyi unutmaz.
CHP, halkın yanına değil; halkın arasına inmeli.
Yorgun Millet, Umut Arıyor
Herkesin morali bozuk, yüzler gülmüyor.
CHP’nin görevi sadece eleştirmek değil, umut olmak.
Halk, “iktidar olmasa da bize sahip çıkan bir parti var” diyebilmeli.
Siyaset, umutsuzun elinden tutma sanatıdır.
Halk Lüks Arabayı Değil, Terli Eli Görmek İstiyor
CHP’li yönetici halkın içinde ter dökmeden,
halkın gözünde “bizden biri” olamaz.
Kravat değil, alın teri güven kazandırır.
Millet samimiyeti görür, maskeyi değil.
Halk, Kendi Dertleriyle Alay Edilmesini Unutmaz
“Bu millet anlamıyor” diyen bazı partililer,
aslında milleti değil, kendini küçültüyor.
Halk aptal değil, sabırlıdır.
CHP, halkın aklına değil, kalbine hitap etmeli.
Halkı küçümseyen, sandıkta küçülür.
Halk, İnançlı ve Adaletli Siyaset İstiyor
Halk, “kimliğime karışma, cebime sahip çık” diyor.
CHP’nin laiklik anlayışı, dinle değil adaletsizlikle savaşmak olmalı.
İnançlı insanı ötekileştiren değil, kucaklayan bir dil gerekiyor.
İnanç düşmanlığı değil, adalet sevgisi CHP’yi büyütür.
Halk, Belediyelerdeki Başarıyı Ülke Çapında Görmek İstiyor
Belediyelerde yapılan hizmetler umut verdi.
Ama bu başarı Ankara’da “cesarete”,
Anadolu’da “ulaşılabilirliğe” çevrilmeli.
Belediye başarısı CHP’nin değil, halkın zaferidir. Onu büyütmek gerek.
Halk, Koltuk Savaşından Değil, Dava Savaşından Yanadır
Partide “kim başkan olacak” kavgası bitmedi.
Halk, koltuk değil, ülke sevdası peşinde olan lider istiyor.
CHP kendi içinde barışmadan, halkla barışamaz.
Halk, Kibirli Değil, Mütevazı CHP Görmek İstiyor
CHP’li olmak, halktan üstün olmak değil; halkın içinde durmaktır.
Tevazu kaybolduğunda, “halkın partisi” tabelada kalır.
Halk, tepeden konuşanı değil, göz hizasında bakanı sever.
Halk, CHP’den Şunu Bekliyor:
“Bizim sesimiz olun.
İnandığınız değerlere dönün.
Atatürk’ün halkıydık, şimdi yine halk olun.”
Halkın kalbi Atatürk’ü sever, CHP’yi affetmeye hazırdır
ama yeter ki CHP, halkı yeniden hatırlasın.
Sandık, halkın terazisidir; terazide ağır basmak için,
önce vicdanlarda hafiflemek gerekir.
CHP’NİN KENDİ İÇİNDEKİ HATALARI VE ÇÖZÜM YOLU
“Partiyi Halk Değil, Parti Kafası Yıpratıyor”
Liyakat Yerine Sadakat Getiren Zihniyet
CHP’nin en büyük iç yarası budur.
Emek veren, çalışkan insanlar geri planda;
“bizden” denilenler ön planda.
Oysa Atatürk’ün sistemi liyakata dayanıyordu.
Kimin yakını olduğun değil, ne kadar çalıştığın önemli olmalı.
Parti içi görevlendirmelerde torpil değil, performans ölçümü ve üyelerin önerisi esas alınmalı
Koltuk Sevdası, Dava Sevdasını Gölgede Bıraktı
Her seçim sonrası “kim gidecek, kim kalacak” tartışması bitmiyor.
Halk kavga değil, çözüm bekliyor.
CHP kendi içinde uzlaşamadıkça, halkta güven duygusu kalmıyor.
Koltuk kavgaları, davayı boğar; dava büyürse, koltuk zaten gelir.
Parti içi değişim, seçim yenilgisi sonrası tepkiyle değil, planla yapılmalı.
Her il ve ilçe başkanı, 2 dönemden fazla kalmamalı.
CHP Kendi Halkına Yabancılaştı
Parti tabanı gönüllü, yöneticiler bürokrat gibi davranıy
Ankara’daki masa, köydeki çay ocağını anlamıyor.
Bu uçurum kapanmadıkça “halkın partisi” sözü içi boş kalır.
CHP yeniden köylünün, işçinin, esnafın dilini öğrenmeli.
Her il başkanı yılda en az 10 köy ziyareti yapmalı.
Raporlar doğrudan genel merkeze değil, halkın geri bildirimiyle değerlendirilmeli
Parti İçinde İki CHP Var: “Tabeladaki” ve “Gerçekteki
Bir yanda Atatürk’ün partisi diyenler,
öbür yanda kendi çıkar çevresi haline gelenler.
Bu ikilik, hem içeride bölünme yaratıyor hem halkı kararsız bırakıyor.
CHP, kendi içindeki “küçük iktidar hesaplarını” bitirmeden büyük iktidara ulaşamaz.
Parti içinde menfaat grupları değil, ilke grupları oluşmalı.
Her üye “önce Türkiye” diye başlamalı.
Sokağın Nabzı Tutulmadan Politika Yapılamaz
CHP, sahayı anketlerle değil, ayak izleriyle ölçmeli.
Halkın gündemi hayat pahalılığı; CHP’nin gündemi toplantı takvimi.
CHP’nin masa haritası değil, sokak haritası olmalı.
Her milletvekili yılda 3 kez kendi ilinde açık halk toplantısı yapmalı.
“Parti duvarı” değil, açık kapı siyaseti kurulmalı.
Gençleri Dinlememek, Geleceği Kaybetmektir
CHP’nin içinde gençler fikir veremiyor, çünkü “tecrübe” bahanesiyle susturuluyor.
Oysa Atatürk, Cumhuriyet’i gençlere emanet etti.
Yaş değil, vizyon konuşmalı.
Parti meclisinde en az %30 genç kotası olmalı.
Gençlik kolları karar mekanizmasına dâhil edilmeli.
Kadınları Süs Gibi Gösteren Zihniyet Bitmeli
CHP kadınları ön safta gösteriyor ama karar masasında yok sayıyor.
Oysa kadın emeği, siyasetin vicdanıdır.
Kadın eli olmayan yerde, vicdan eksik olur.
Kadın kotası değil, kadın etkisi uygulanmalı.
Kadınlar sadece seçilmekle değil, yönetmekle görevlendirilmeli.
CHP İçi Disiplin Halktan Çok Üyelere Uygulanıyor
Halktan gelen tepkiye sessiz,
ama üyeden gelen eleştiriye hemen disiplin.
Bu anlayış özgür düşünceyi öldürüyor.
Eleştiri düşman değil, yol göstericidir.
Disiplin tüzüğü yenilenmeli, “partiyi zedeleyen davranış” tanımı açıkça tarif edilmeli.
Korku değil, katılım kültürü geliştirilmeli.
CHP Medyada Parlıyor, Sokakta Sönüyor
Kameralar kapanınca çoğu siyasetçi halktan uzaklaşıyor.
Gerçek siyaset kamera önünde değil, kapı önünde olur.
Halk, elini sıkan siyasetçiyi unutmaz; ekranda konuşanı hatırlamaz.
Her milletvekili kendi bölgesinde haftalık ziyaret planı yapmalı.
Sahaya inen vekillerin performansı parti merkezince ölçülmeli.
CHP’nin Kurtuluşu: Yeniden Ahlaklı, Cesur, Halkçı Olmak
CHP’yi kurtaracak şey yeni sloganlar değil, eski dürüstlüktür.
Cesaret, ahlak ve halk sevgisi geri dönerse; her şey yeniden başlar.
Atatürk’ün partisi, halkın vicdanıyla barıştığında,
iktidar kapısı aralanır
CHP, halktan değil; halktan kopanlardan arınmalı.
Kendi içinde düzeni sağlamadan ülkeye düzen veremez.
Bu parti yeniden ayağa kalkacaksa,
Atatürk’ün cesaretiyle, halkın duasıyla kalkar.
CHP’NİN GENÇLERLE, KADINLARLA VE HALKLA YENİDEN BULUŞMASI
“Yenilenmek Değil, Kendine Dönmek Zamanı”
Gençlik CHP’nin Umudu Değil, Direğidi
Bugünün gençliği eski kalıplarla yönetilmek istemiyor.
Onlar emir değil, fikir üretmek istiyor.
CHP gençleri sadece miting alanında değil, karar masasında görmeli.
Atatürk 30 yaşında ülke kurtardı; bugün 30 yaşındaki gence “tecrüben yok” deniliyor.
Gençlik kolları “yardımcı birim” değil, eş karar organı olmalı.
Parti meclisinde en az %30 gençlik temsili zorunlu hale getirilmeli.
Her genç üyeye yılda bir kez fikir raporu sunma hakkı tanınmalı.
Kadınlar CHP’nin Süsü Değil, Omurgasıdır
Cumhuriyet’in ilk kadın milletvekilleri CHP kadrosundan çıkmıştı
Bugün o mirasın gölgesi bile kalmadı.
Kadınlar artık “kadın kotasıyla” değil, liyakat ve liderlikle öne çıkmalı.
Kadının sesi sustuğu yerde, vicdan da susar.
Kadın Kolları Başkanlığı doğrudan MYK’da oy hakkına sahip olmalı.
Kadın adaylar sembolik değil, seçilebilir yerlerden gösterilmeli.
Parti, her ilde “Kadın Dayanışma Masası” kurarak toplumun gerçek ihtiyaçlarını dinlemeli.
Halktan Kopan Parti, Dosyayla Yönetilir; Halkla Olan Parti, Duyguyla
CHP yıllardır raporlarla, istatistiklerle konuşuyor.
Halksa duyguyla, güvenle, samimiyetle konuşmak istiyor
Halk akıl ister ama önce kalp görmek ister.
CHP Halk Buluşmaları” adıyla her ilde ayda bir açık oturum düzenlenmeli.
Her milletvekili kendi bölgesindeki 5 mahalleyle doğrudan temas kurmalı.
Halkın sorunları için “saha çözüm timleri” oluşturulmalı.
Gençliğin Dili, Teknolojidir
CHP hâlâ broşür basarken gençlik TikTok, YouTube ve X’te siyaset yapıyor.
Gençliğe ulaşamayan parti, geleceğe ulaşamaz
Parti bünyesinde “Dijital Siyaset Merkezi” kurulmalı.
Genç üyeler sosyal medya kampanyalarında karar verici olmal
Online toplantılarla gençlerin fikirleri sürekli toplanmalı
Halktan Öğrenmeden Halkı Yönetemezsin
CHP’nin en büyük sınvı, “ben bilirim” anlayışını kırmaktır.
Halktan öğrenmek zayıflık değil, bilgeliğin ta kendisidir.
Halkı dinleyen siyasetçi küçülmez, büyür
Her belediye, yılda iki kez “vatandaş meclisi” toplamalı.
Halkın önerileri belediye raporlarına yansıtılmalı.
“CHP Dinliyor” platformu kurularak doğrudan geri bildirim alınmalı
Umut Yeniden Doğabilir
CHP umudunu kaybetmedi, sadece kendini unuttu.
Oysa partinin genlerinde Cumhuriyet’in ışığı var.
Bu ışık sönmedi, sadece üstü tozlandı.
Partinin her birimi Atatürk ilkelerini günlük siyasetin değil, yaşamın merkezine almalı.
“Benim partim” değil, “bizim Cumhuriyetimiz” anlayışı hâkim olmalı.
CHP yeniden halkın gözünde güven ve dürüstlüğün adı olmalı
CHP’nin geleceği tabelasında değil, gençlerin kalbinde yazılı.
Kadınlarıyla, gençliğiyle, halkıyla yeniden buluşursa,
sadece seçim değil, tarih kazanır.
Çünkü Atatürk’ün partisi; modası geçen değil, yeniden doğmayı bilen partidir.
CHP’NİN HALKTAN ÖĞRENMESİ GEREKEN GERÇEKLER
“Siyaset Halk İçinse, Önce Halktan Dinle”
Halk Sade Konuşur, Gerçek Söyler
Halkın dili süslü değil, doğrudur.
CHP’nin dili ise bazen o kadar akademik, o kadar teorik ki, halk ne dediğini anlamıyor.
Halkın kalbine girmeyen cümle, kürsüde alkış toplasa da sandıkta kaybeder.
Parti dili sade, halkın diliyle aynı tonda olmalı.
Atatürk’ün Nutuk’taki anlatımı gibi: açık, net, kararlı.
Halkın Derdi Geçimdir, CHP’nin Derdi Gündem Olmamalı
Halkın önceliği: market, fatura, kira, okul.
CHP bazen bunları konuşmak yerine parti içi hesaplarla vakit kaybediyor.
Halk, kendi derdine derman ararken, parti kendi içinde tartışıyor.
Her il ve ilçe örgütü haftalık “halkın gündemi” raporu hazırlamalı.
Genel merkez önce bu raporları okumalı, sonra strateji belirlemeli. Halk Sadece Seçim Zamanı Hatırlanmak İstemiyor
CHP birçok yerde seçim öncesi gider, sonra sessizlik.
Halk, seçimden seçime gelen partiyi değil, her zaman yanında duran partiyi ister.
Halk, seçimde değil, dertte yanında olanı unutmuyor.
Her milletvekili ve belediye başkanı için “sürekli saha takvimi” zorunlu olmalı.
Saha, seçim zamanı değil; her zaman görevdir.
Halk Gösterişi Değil, Samimiyeti Görür
Kamerayla yapılan yardım halkın gönlünde yer etmez.
Halk, bir el uzanırken kamera görmüyorsa, o eli unutmaz.
Samimiyet, siyasette en güçlü propagandadır.
CHP’nin sosyal yardımları sessizce yapılmalı, reklam değil vicdan siyaseti yapılmalı.
“Biz yaptık” yerine “birlikte başardık” denmeli.
Halkın Gözünde CHP Bir Zamanlar Güvendiği Partiydi
Özellikle yaşlı kesim, Atatürk’ün hatırına hâlâ oy veriyor.
Ama gençler için CHP artık “soğuk ve mesafeli” bir kurum gibi.
Güven eski kuşaktan miras kalmaz, her nesille yeniden kazanılır.
Gençlerle birebir temas kurulmalı.
Her il gençlik kolları, liseler ve üniversitelerle doğrudan proje yapmalı.
CHP’nin genç yüzü sahada görünmeli.
Halk Gerçeği Görür, Bahane Dinlemez
“Medya bize saldırıyor”, “iktidar engelliyor” bahanesi artık kimseyi ikna etmiyor.
Halk, bahaneyi değil, çözüme odaklananı sever.
CHP’nin dili “engelleniyoruz” değil, “biz çözüm buluyoruz” olmalı.
Her sorun için alternatif plan gösterilmeli.
Halkın Gözünde “Söz” Kutsaldır
CHP’nin en büyük kaybı: verdiği sözü tam tutamaması.
Belediye başkanları veya vekillerin çelişkili açıklamaları güveni yıpratıyor.
Halk bir kez güvenini kaybederse, geri getirmek yıllar alır.
Her verilen söz yazılı takip edilmeli, şeffaf şekilde halka açıklanmalı.
Söz tutulmazsa, gerekçesi açıkça paylaşılmalı.
Halkın Hikâyesi, CHP’nin Pusulası Olmalı
Halkın yaşadığı hikâyeler partinin politikalarını belirlemeli.
Halktan gelen her ses, bir ders; her ders bir yol haritasıdır.
CHP “Saha Hikâyeleri Raporu” hazırlamalı.
Her bölgeden 5 gerçek vatandaşın yaşadığı sorunu derleyip Meclis’e taşımak,
partiyi tekrar halkın gözüne sokar — sevgiyle, güvenle.
Halk, Tevazu Görmek İstiyor
Halk, “ben bilirim” diyen lideri değil, “gel birlikte çözelim” diyen siyasetçiyi sever.
CHP yeniden mütevazı olursa, yeniden halkın kalbine girer.
Her CHP yöneticisi yılda bir kez köy kahvesine, pazara, tarlaya gitmeli.
Makamdan değil, halktan güç alınmalı.
Halktan Uzak Olan Parti, Kendine Yakın Olur
CHP kendi iç tartışmalarıyla vakit kaybettikçe, halktan uzaklaşıyor.
Halktan uzaklaşmak, sandıktan uzaklaşmaktır.
CHP yeniden halkın partisi olacaksa;
önce halktan öğrenmeyi, sonra halkla yürümeyi bilmek zorunda.
Halk öğretmendir, siyasetçi öğrencidir.
CHP bu gerçeği hatırladığı gün, yeniden büyür.
Çünkü Cumhuriyet’i kuran parti, halkı dinlediğinde yine tarih yazar.
CHP’nin Yeniden Halk Partisi Olması İçin 10 Somut Adım
Bu bölüm tamamen çözüm önerileri olacak adım adım, madde madde.
CHP’nin Yeniden Halk Partisi Olması İçin 10 Somut Adım.”
Bu bölüm artık eleştiri değil, reçete.
Parti içindeki dostlara “işte böyle ayağa kalkılır” diyecek net bir yol haritası olacak.
CHP’NİN YENİDEN HALK PARTİSİ OLMASI İÇİN 10 SOMUT ADIM
Halktan Koptuysan, Halktan Başla Liyakat Sistemini Tüzüğe Yazmak
CHP’nin içini en çok torpil ve adamcılık çürüttü.
Artık sözle değil, tüzükle liyakat sağlanmalı.
Atatürk’ün partisi, akraba kayıran değil; hak edenin önünü açan parti olmalı.
Parti içi görevlendirmelerde objektif puanlama sistemi kurulmalı.
Emek, saha çalışması ve halk katkısı ölçülmeli.
“Halk Meclisleri”ni Yeniden Kurmak
CHP halktan kopmasın diye, halkla karar alan yeni bir sistem kurmalı.
Her mahallede halk meclisi, partinin gerçek nabzıdır.
Her il ve ilçe teşkilatında 1 ayda 1 kez “açık toplantı” yapılmalı.
Kararlar sadece yöneticilerden değil, halktan gelen önerilerle alınmalı.
Saha Takvimi Zorunlu Olmalı
CHP’nin vekili, seçildikten sonra sahayı unutmamalı.
Siyaset TV’de değil, çay ocağında yapılır.
Her milletvekili, her ay kendi seçim bölgesinde en az 5 mahalle ziyareti yapmakla yükümlü olmalı.
Yapmayan vekil halk raporundan çıkarılmalı
Gençlik ve Kadın Kollarına Gerçek Yetki Verilmeli
“Koltukta değil, yetkide eşitlik” sağlanmadan partide yenilenme olmaz.
Kadın ve genç sadece pankart taşımamalı, karar vermeli.
Gençlik ve Kadın Kolları temsilcileri MYK toplantılarına oy hakkıyla katılmalı.
Yerel aday listelerinde ilk 3 sıradan biri genç veya kadın olmalı.
Parti Disiplini Korku Değil, Adaletle Sağlanmalı
CHP içinde eleştiri yapan dışlanıyor; bu, halkın partisine yakışmaz.
Disiplin, susturmak için değil; düzen sağlamak için olmalı.
Yeni tüzükte “özgür eleştiri hakkı” tanımlanmalı.
Parti içi fikir ayrılıkları cezalandırılmamalı, değerlendirilmeli.
Dijital Dönüşüm Siyaseti Başlatılmal
Gençlik artık ekran başında, meydan değil platform siyaseti zamanı.
CHP dijitalde yoksa, gelecekte de yok olur
“CHP Dijital Platformu” kurularak, her üyeye çevrimiçi toplantı, fikir önerisi, oylama hakkı verilmeli.
Parti içi iletişim tamamen dijital şeffaflıkla yürümeli.
Halka Dokunan Belediyecilik Modeli
Belediyeler partinin aynasıdır.
Bir belediye başkanı kibirliyse, halk CHP’ye değil ona kızar.
Her CHP belediyesi “halkla ortak yönetim” sistemine geçmeli.
Vatandaş temsilcileriyle bütçe planlaması yapılmalı.
Ekonomi Masası Halkın Sofrasına Oturmalı
Halkın derdi ekonomi; CHP hâlâ genel terimlerle konuşuyor.
Halkın sofrasına oturmadan ekonomi konuşulmaz.
Her ay bir ilde “Ekonomi Halk Forumu” yapılmalı.
Esnaf, çiftçi, emekli, öğrenci doğrudan dinlenmeli ve rapor Meclis’e taşınmalı.
Parti İçi Şeffaflık Portalı Kurulmalı
Halk, kimin ne yaptığını bilmiyor. Şeffaflık güveni yeniden kurar.
Gizli değil, açık siyaset kazanır.
Tüm harcamalar, kararlar, atamalar online portala yansıtılmalı.
Üyeler bu bilgilere doğrudan ulaşabilmeli.
CHP’nin Ruhu: Atatürkçülüğü Güncellemek
Atatürkçülük, sadece resimlerde değil, yönetimde yaşamal
Atatürk’ü anlatmak değil, uygulamak gerekir.
Her parti eğitiminde, Atatürk’ün siyaset anlayışı modern örneklerle anlatılmalı.
Yeni kuşağa “Atatürk’ün bugünkü diliyle” ulaşılmalı.
CHP yeniden halkın partisi olacaksa, önce halk gibi düşünecek.
Kibir değil tevazu, makam değil hizmet, söz değil emek konuşacak.
Bu 10 adım atılırsa; CHP yeniden Atatürk’ün mirasına yakışan,
halkın gönlünde yaşayan parti olur
CHP Bugün Bir Kavşakta
Önünde iki yol var
Ya kendi geçmişine dönüp halkla yeniden birleşecek,
Ya da koltuk hesapları içinde yavaşça eriyecek.
Cumhuriyet’i kuran bir parti için “erimek” kader değil, uyarıdır.
Gerçek: CHP şu an halkın güvenini kaybetmiyor — sadece halktan soğuyor.
Soğuk bir parti, sıcak bir umut yaratamaz.
Atatürk’ün Partisi Olmak Yetmez, Atatürk Gibi Düşünmek Gerek
Her fırsatta “Atatürk’ün partisiyiz” demek kolay,
ama onun cesaretini, kararını, halk sevgisini yaşatmak zor olan.
Atatürk ben değil, biz dedi bugün CHP ben diyor.
Atatürk’ün ruhu, yalnızca resimlerde değil, kararlarda yaşatılmalı.
Yoksa tabela durur, ama ruh kaybolur.
CHP Kendi Gölgesine Yeniliyor
Düşman dışarıda değil, içeride:
Küçük çıkarlar, klikler, iç rekabetler...
CHP kendi içindeki savaşları bitirmeden, dışarıda hiçbir savaşı kazanamaz.
Halkın gözünde CHP, “kendiyle kavga eden parti” görüntüsünden kurtulmalı.
Birlik olmadan başarı olmaz.
Halk CHP’yi Unutmadı, Ama Bekliyor
Halk hâlâ CHP’den umut bekliyor.
“Yine o eski halkçı, dürüst, mert CHP gelsin” diyor.
Halk unutmaz, ama ikinci bir şans da sonsuza kadar vermez.
Eğer CHP hâlâ bu umudu göremezse, sandıkta vicdan değil sabır biter.
CHP’nin Düşmanı İktidar Değil, İlgisizliktir
Bugün iktidar güçlü olabilir ama halkın gözündeki boşluk daha güçlü
CHP bu boşluğu dolduramazsa, halk başka yollar arar.
Siyasette boşluk yoktur, dolduramayanı halk doldurur.
Halk ilgisizliği affetmez.
CHP yeniden “halkın sesi” olmazsa, tarih “halkın sessizliği”yle cevap verir.
CHP Değişmezse, Gençler Başka Umut Arar
Yeni kuşak siyaset değil, samimiyet istiyor.
Gençler “söz değil, sonuç” diyor.
CHP bu dili yakalayamazsa, gelecek elinden kayar.
Parti vitrininde genç görmek değil, karar veren genç görmek zamanı geldi.
CHP’nin Kurtuluşu Ne Sağda, Ne Solda – Halkta
Bugün kutuplaşmaların ötesinde bir gerçek var:
Halkın derdi “ideoloji” değil, “geçim”.
CHP halkın sofrasına oturmadıkça, ideolojisi doyurmaz.
Atatürk’ün halkçılığı, sadece fikir değil, ekmek ve eşitlik meselesidir.
CHP’nin Değil, Halkın Yeniden Doğuş Zamanı
Eğer CHP halkı yeniden kucaklarsa, bu sadece partinin değil, ülkenin yeniden doğuşu olur.
Çünkü halk ayağa kalkmadan hiçbir parti yükselemez.
CHP kendini değil, halkı kurtarmak için var.
Bunu hatırladığı gün, yeniden doğar.
CHP Kaybederse, Sadece Bir Parti Kaybetmez
CHP çökerse, Cumhuriyet’in temellerinden biri sarsılır
O yüzden mesele sadece siyasi değil, tarihîdir.
CHP kaybederse, Atatürk’ün mirası eksik kalır.
Halkın gözünde CHP’nin görevi sadece muhalefet değil, vicdan nöbetidir.
Umut Yeniden Başlar, Yeter ki CHP Dinlesin
CHP hâlâ bu ülkenin en büyük potansiyeline sahip partisi.
Ama artık slogan zamanı değil, samimiyet zamanı.
Halkın kapısını çalan değil, gönlünü kazanan parti kazanır.
Son Gerçe
CHP hâlâ toparlanabilir.
Ama bunun için “yeniden Atatürk’ü anlamak” değil, yeniden halk olmak gerekir.
CHP’nin kaderi, masalarda değil meydanlarda yazılır.
Ya yeniden doğacak, ya da sessiz bir tarih sayfasında yer alacak.
Halk CHP’den vazgeçmeden, CHP halktan vazgeçmemeli.
Çünkü bu ülkenin umudu hâlâ o altı okun gölgesindedir.
Atatürk’ün Emaneti, Halkın Vicdanı”
Atatürk’ün Emaneti, Halkın Vicdanı”Atatürk’ün Partisi, Halk İçin Var
CHP, sadece bir parti değil; Cumhuriyet’in emanetçisi.
Bu emanet, tabelada değil, halkın gönlünde yaşatılmal
Eğer CHP halktan koparsa, emanet boşta kalır.
Halkın Vicdanı, CHP’nin Rehberi Olmalı
Siyasetçi makam peşinde koşarken, halk vicdan peşinde koşuyor.
CHP’nin kaderi, halkın vicdanını dinleyip dinlememesine bağlı.
Vicdanla yürüyen parti, tarih yazar.
CHP Kendi İçinde Temizlik Yapmalı
Torpil, klik ve koltuk sevdası, Atatürk’ün mirasını yıpratıyor.
Yenilenmekten korkmayın; yenilenmek, güçlenmektir
Partinin içindeki dürüstlük, dışarıdaki güvenin anahtarıdır.
Gençlik ve Kadınlarla Yeniden Buluşma
CHP gençleri, kadınları ve halkı öne çıkarmalı.
Bu sadece bir siyaset taktiği değil, mücadelenin özü.
Atatürk’ün emanetini yaşatmanın yolu, halkla bir olmaktır.
Halkı Dinlemek, Sadece Seçim İçin Değil
CHP’nin başarısı, halkla her gün konuşmak, her gün çözüm üretmekle gelir.
Halk, masa başındaki vaadi değil, sokaktaki eylemi görür.
Geçmiş Hatalardan Ders Almak
CHP’nin geçmişteki yanlışları; liyakatsizlik, iç çatışmalar, halktan kopuş…
Bunları kabul edip düzeltmeden, geleceğe yürüyemezsiniz.
Tarih hataları affetmez, halk affeder ama sadece gerçek değişimi gördüğünde.
Atatürk’ün Cesareti Yol Gösterici Olmalı
Atatürk risk aldı, halkla yürüdü, cesur oldu.
CHP bugün de cesur olmalı: doğruyu söylemekten, halkın yanında durmaktan korkmamalı.
CHP’nin Kurtuluşu: Halkla Bütünleşmek
Slogan değil, samimiyet; gösteriş değil, eylem; söz değil, emek
Halkla btünleşen CHP, yeniden güçlü olur.
Halkın gönlünü kazanan, sandığı da kazanır.
Sessizlik Tehlikedir
CHP pasifleşirse, tarih onu sadece bir not olarak yazar.
Konuşmalı, çözüm üretmeli, halka dokunmalı.
Sessizlik, kaybın habercisidir.
CHP, Atatürk’ün mirasını taşıyan parti olarak,
halkın vicdanıyla birleşirse, yeniden doğar.
Yoksa, tarih sessiz bir şekilde not düşer:
Bir zamanlar umut olan parti, halkını unuttu.
Atatürk’ün emanetini korumak, sadece bir parti meselesi değil;
halkın vicdanı ile buluşmaktır.
CHP, halktan öğrenip halkla yürürse, yine tarih yazar.
Halk hazır, sıra CHP’de.








