MPF Adayı Malkoç’tan çarpıcı açıklamalar

MPF Adayı Malkoç’tan çarpıcı açıklamalar

MPF Adayı Malkoç’tan çarpıcı açıklamalar

 

Modern Pentatlon Federasyon (MPF) Nesibe Malkoç,  Federasyon seçimlerine usulsüz müdahalelerin yapıldığını iddia etti. ''Delegeler tehdit edildi, zorla imza attırıldı!'' dedi.

Federasyon seçimlerine kısa süre kala MPF Başkan Adayı Nesibe Malkoç, 'Federasyon seçimlerine usulsüz müdahalelerle mağdur olduğunu söyledi. Federasyon seçimlerinin perde arkasında yaşananları anlatan Malkoç, ''Yaşadıklarımın ardından gözlerimi kapatıp köşeye çekilemem'' dedi.

Federasyon seçimlerinin yaklaşmasıyla beraber iddialar ve kaos da beraberinde geldi. Tüm Spor İşletmeleri İşveren Sendikası Başkanı Nihat Güler, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda adaylık sürecinde 'operasyona' hedefi olan başkan adayı için dikkat çeken açıklamada bulundu. 

Mağdur olduğunu söyleyen  kadın federasyon başkan adayı Nesibe Malkoç gündem olacak açıklamalar yaptı.

Malkoç, ''16 Ağustos'ta adaylığımı açıkladım,19 Eylül'e kadar da başkan adaylığını açıklayan tek adaydım. Maalesef mevcut kirli yapının devam etmesi sebebiyle içeriden ''selam yollanarak'' isimsiz delege imzalarının toplandığından çok geç haberim oldu.

Dolayısıyla Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü benim de yüzde 10 imza almamı engelleyerek dosyamı tamamlamamın önüne geçti. Burada yaşadığım süreci ve gördüklerimi görmezden gelip hayatıma devam edemem'' şeklinde konuştu.

Nesibe Malkoç kendisine yapılan haksızlıkları şu şekilde anlattı;

''Mevcut Genel Sekreter ve şimdiki başkan adayı seçim kılavuzunda 29 Ağustos diye belirtilen tarihten önce delegelerin imzalarını topladı. Kesin delege listesi daha açıklanmadan önce bu işi bitirdi. Bunu nasıl yaptı?' diye soranlar için cevap basit, Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü seçimlere ve delegelerin imzalarına müdahale etti. İnsanları işleri, imkanları ve maaşlarıyla baskı altına alarak imza ve oy yetkilerini etkiledi”

Bu konuda direkt muhataplarıyla iletişime geçtiğimizde durumun vahimliğini daha net anladık. Spor Hizmetleri Genel Müdürü ve özel kaleminin il müdürlüklerini arayıp ''Bakan beyden talimat bekliyoruz bizim dışımızda kimseye imza vermeyin'' ifadelerini kullandığını delegelerden öğrendik.

Delegeler içerisinden ve bazı il müdürlerinin ağzından kesinlikle bize imza veremeyecekleri, imza atıldığı senaryoda haklarında soruşturma açma talimatı gerçekleşeceği bilgisi bizlere aktarıldı.

 

Çeşitli illerin müdürlükleri ile iletişime geçtiğimizde aynı senaryo üzerin delegelerin imzalarına müdahale olduğunu öğrendik. Kısacası birçok şehirde delegelerin imza haklarını ‘tehditle’ değiştirildiğini ve müdahil olduğunu üzülerek teyit ettik.

Beni en çok üzen noktalardan biri de bu yaşananların benimle sınırlı kalmamış olması. Maalesef bu yaşananlar sadece bana ve federasyonuma özgü bir olay değil. Hemen hemen bütün branşların federasyonlarına sirayet eden bir 'virüs'. Genel Müdürlüklerin aday belirme sürecine müdahil olması başlı başına büyük bir hata. Türk sporunun içerisindeki bu yapılanma kısa ve uzun vadede genç sporcularımızdan tutun tüm branşları geriye götürecek bir tekelleşmeyi beraberinde getiriyor.

Seçimler tüm kuralların ötesinde 'danışıklı dövüş' olarak gerçekleştiriliyor. Demokrasi maskesi takılarak gerçekleştirilen seçimlerin perde arkasında aslında bambaşka bir müdahale var. Bu kirli yapının müdahaleleri ise beraberinde mobbing ve iş tehdidi getiriyor.

 

Türk sporuna katkı sağlamak için zor şartlarda yetiştirilen sporcularımız işte bu küçük hesaplar sonrasında büyük mağduriyet yaşıyorlar. Geleceğimize balta vuran, şimdimizi korku ve tehditle sindiren, 'her şeyi istedikleri gibi dizayn etmeye alışmış' bu gurup için tüm bu usulsüzlük sıradan bir durum.

Sayın Bakanımız Osman Aşkın Bak'ın da federasyonlar ve bütçeler ile ilgili açıklamasını hatırlatmak isterim.

Devlet, imkan sağlar. Biz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak spor federasyonlarımıza en üst düzey imkanları sunduk. Sağladığımız bu imkanlar, dünyanın pek çok ülkesinde yok. Bunu sadece biz değil uluslararası tüm spor kamuoyu söylüyor. Buna rağmen bu imkanları doğru ve verimli kullanamayan federasyonlar bunun hesabını verecektir.

Bu yaşananları bilmek de tüm spor kamuoyunun hakkı. Bu yaşananları önlemek bütün spor severlerin, genç sporcuları önemseyen ve spor ahlakına sahip olan herkesin boynunun borcu olduğu gibi benim de boynumun borcu.

''BEN SANIYORDUM Kİ HER ŞEY KURALINA GÖRE OLACAK!''

''Ben sanıyordum ki her şey kuralına göre olacak. Resmi siteden yayınlanan seçim süreci takvimine göre çalışmalarımızı yapıp anlattıklarımızla ve projelerimizle delegelerin imzalarına talip olup, imzalarımızı yeterli sayıya getireceğiz. Getiremezsek de adil şekilde başaramadık deyip şapkamızı önümüze koyacağız...

 

Ancak hiç bir şey bizim sandığımız gibi olmadı. Bizler canla başla bu camia ve Türk sporu için mücadele edip delegelere projelerimizi anlatırken meğer Spor Hizmetleri Genel Müdürü’nün selamıyla imzaları onların istedikleri aday lehine çoktan toplamışlar. Delegeleri maniple etmişler ve sindirmişler...''

''DESTEK MESAJLARI YAĞDI''

Parti ayırmaksızın birçok kesimden destek ve davet mesajları aldığını ve almaya devam ettiğini söyleyen Malkoç şu şekilde devam etti,

“Kadın bir aday olarak dik duruşumun diğer kadınlara daha fazla güç verdiğine dair mesajlar aldım. Ben en çok sporcu yavrularımız için bu seçimi kazanmak, onlara imkanlar sağlamak ve adil spor iklimi yaratmak için aday olmuştum. Bunu tüm paydaşlara teker teker anlattım.

 

Yaşanılanlardan sonra beni yalnız bırakmadılar. Siyasi parti ayırt etmeksizin, spor branşı fark etmeksizin her yerden destek mesajları aldım. Kadın bir aday olarak dimdik durdum. Bu duruşum en az benim kadar dik duran kadınlardan büyük destek gördü.

 

Ortak hedefimiz olan genç sporcular konusunda insanlardan 'Beraber neler yapabiliriz, size nasıl destek olabiliriz ' diye telefonlar alıyorum.

 

''YAŞADIKLARIMIN ARDINDAN GÖZLERİMİ KAPATIP KÖŞEYE ÇEKİLEMEM!''

Bizim adaylık sürecimiz öyle yada böyle geride kaldı. Ancak ben asla bu yaşanılanların ardından köşeye çekilerek sinmeyeceğim, mücadeleye devam edeceğim. Türk sporunun geleceği olan çocuklarımıza daha adil, liyakatli ve imkanlı yollar açmak için bu 'kirli yapı' ile mücadele edeceğim.

 

Bunları görmezden gelmem imkansız. Federasyonlara bu kadar net müdahalelere göz yummam imkansız. Demokrasi maskesi takarak federasyonların birilerinin istediği gibi dizayn edilmesine sessiz kalmam imkansız!

 

Yaşanan her şerde bir hayır vardır derler. Bu kadar şer içerisindeki hayır ise bu 'kirli düzenin' duvarlarını çatlatmamız oldu. Biz artık o duvarı çatlattık, o çatlaktan sesimiz daha çok duyulacak. Sonrasında ise Türk sporu ve bu ülkenin geleceği olan sporcu çocuklarımız için bu 'kirli duvarı' yıkacağız.''

Önceki Haber Pozantı Zabıtasından Ruhsat ve Fırın Denetimi
Sonraki Haber Türkiye'nin İlk Yüksek Teknoloji Vakum Pompaları Adana'da Üretilmeye Başlandı
Benzer Haberler